Hamilelik

Hamilelik Öncesi Beslenme

Belki de hayatınızın en güzel kararlarından birini aldınız ve çocuk sahibi olmak ve ailenizi büyütmek için bir adım atacaksınız…

Her önemli adımda olduğu gibi yine düşünmeniz gereken ve geleceğinize, yani ailenizin yeni üyesi bebeğinize hayatlarında verebileceğiniz en önemli hediye için hamilelik öncesinde ve hamilelik süresince sağlıklı ve besleyici bir beslenme programı uygulamanız gerekiyor. Çünkü, yapacağınız her türlü olumlu davranış, bebeğinizin doğum anomalilerine rastlanma riskini düşürür. Bu nedenle hamile kalmayı düşünmeye başladığınız anda bile beslenmenizde yapacağınız değişiklikler büyük farklar yaratabilir, bebeğinizi taşırken ona en uygun ortamı sağlamanıza yardımcı olur.

Bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz anda beslenme düzeninizi gözden geçirip, hangi besinleri yeterli aldığınızı, hangi besinlerin deposunun vücudunuzda 9 ay boyunca yeterli olup olmayacağını belirlemeli ve yaşam tarzınızda değişikliği bu faktörlere göre yapmalısınız.

Unutmayın ki besin öğeleri depolarınız;

  • Uzun süren bir hastalık geçirdiyseniz,
  • Yeme bozukluğu probleminiz varsa,
  • Daha önce yakın aralıklı doğum yaptıysanız ,
  • Dengeli ve yeterli beslenmiyorsanız,
  • Yetersiz kalsiyum alıyorsanız,
  • Aşırı diyet yaptıysanız,

hamilelikte ihtiyacınız olan besin öğelerini karşılamada yeterli olmayabilir.

Ailenizin yeni üyesi ‘bebeğinize’ hazırlanırken…

Öncelikli olarak folik asit alımına hamilelik öncesinde doktorunuzun tavsiye edeceği miktarda başlamalısınız. Folik asit almaya hamilelik öncesinde başladığınız takdirde spina bifida gibi konjenital bozuklukla doğma riskini azaltma şansını yakalarsınız. Yapılan çalışmalar folik asit alımının nöral tüp defektli doğum yapma riskini yüzde 70 oranında azalttığını göstermektedir. Bu oran göz ardı edilemeyecek kadar yüksek olduğundan folik asite ‘hamilelik vitamini’ adı verilmektedir.

Bazı besinleri tüketerek de folik asitten veya diğer bir adıyla folattan zengin beslenebilirsiniz. Kuru baklagiller, tahıl ürünleri, meyveler ve koyu yeşil yapraklı besinler folik asitten zengin besinlerdir. Folik asit açısından zengin besinler tüketiyor olsanız bile supleman (besin desteği) almanız önemlidir; çünkü vücudunuz besin öğelerini suplemanlar kadar etkin şekilde absorbe edemeyebilir. Bu noktada doktor ve diyetisyeninizle uygun suplemanın ne olacağını görüşmelisiniz.

Pişirme yöntemi besin öğelerinin en uygun ve yüksek şekilde alınması için her zaman önem verilmesi gereken bir faktördür. Uyguladığınız pişirme yöntemi yiyeceklerin besin değerini düşürebilmektedir, bu nedenle de tahmin ettiğinizden daha az besin öğelerinden yararlanıyor olabilirsiniz. Kızartma, kavurma gibi pişirme yöntemleri besin öğelerini azaltır. Bu yöntemlerden mutlaka uzak durmalı, özellikle haşlama yöntemi uyguladığınızda haşlama suyunu dökmemeye özen göstermeli, az suda haşlama ile besinleri pişirmelisiniz.

Hamilelik Öncesi Kaçınmanız Gerekenler

Hamilelik süresince multi-vitamin kullanmanız önemli olmasına rağmen hamile kalmayı düşündüğünüz dönemde alımından kaçınmalısınız. Bazı besin suplemanları ve bitkisel karışımlar bebeğinize uzun veya kısa dönemde zarar verebilir. Örneğin A vitaminin günlük 10.000 IU’den fazla dozda alınması bebekte doğum hatalarına neden olabilir. Bazı bitkisel karışımlar da yine toksik etki yaratır ve rahimde kasılmalara neden olabilir. Çemen otu, maydanoz gibi bazı otlar bu etkiyi yaratacaklar arasında sayılabilir. Bazı bitkisel karışımlar hamilelik sonrası süt salınımını arttırmada yardımcı olduğu düşünülerek tüketilse dahi yine de hamilelik süresince tüketiminden kaçınılmalıdır.

Sizin ve bebeğiniz için hangi besinlerin uygun olup olmayacağı konusunda endişe yaşıyorsanız doktorunuz ve diyetisyeninizle görüşmekten çekinmemelisiniz.

Hamilelik süresince kaçınmanız gereken diğer maddeler ise:

  • Aşırı miktarda kafein tüketimi
  • Sigara
  • Alkol
  • Uyuşturucu.

İyi Dengelenmiş Bir Diyet

Sağlıklı bir diyet ile beslenmeniz sizin ve gelişmekte olan bebeğinizin sağlığı için temeldir. İyi beslenme sadece bebeğinizin sağlıklı doğmasına değil sizinde hamilelik sürecini rahat atlatmanıza, hamilelik sonrasında vücudunuzun direncini korumasına ve besin öğelerinden zengin anne sütü sağlamanıza yardımcı olur.

Hamile kaldığınızı öğrendiğiniz andan itibaren veya hamile kalmayı düşünmeye başladığınız zaman her gün 1200 mg kalsiyum aldığınızdan emin olmalısınız. Bu miktarı karşılamanız günlük olarak en az 3 porsiyon kadar kalsiyum içeren besinleri tüketmeniz ile mümkün olur. Kalsiyum içeren besinler arasında başta süt ve süt ürünleri olmak üzere yeşil yapraklı sebzeleri sayabiliriz. Brokoli, karnabahar, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller, kuru meyveler, fındık, pekmez kalsiyum içeriği yüksek besinlerdir.

Kalsiyum gibi demir alımı da hamilelik süresince önemlidir. Hamile kalmadan önce demir depolarınızı doldurmanız size yarar sağlayacaktır. Demir alımını diyetinizde kolaylaşmasını sağlayacak bir çok doğal ve iyi kalitede demir kaynakları vardır.

  • Kırmızı et
  • Tavuk ve diğer kümes hayvanları
  • Balık
  • Yeşil yapraklı sebzeler (hem olmayan demir içerirler)
  • Demirce zenginleştirilmiş tahıllar ve tahıl ürünleri

bu besinlerin başında gelir.

Unutmayın hamilelikten önce yaşam tarzınızda yapılacak her türlü değişiklik sizin ve bebeğinizin ileri dönemdeki sağlığını yaşam kalitesini etkileyecektir. Dengeli ve yeterli bir beslenme alışkanlığınız yoksa mutlaka beş besin grubundan (et, süt, tahıl, sebze ve meyve) oluşmuş bir beslenme programını benimsemelisiniz.

Tags:
Categories:

Hamilelikte Şeker

Hamilelikte Şeker- Gestasyonel Diyabet

Diyabet dediğim anda hepinizin yoksa şeker hastası mı olacağım dediğinizi duyar gibiyim. Ancak diyabetli bir birey olmak bir çok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterir.

Tüm hamilelerin yaklaşık % 3- 5’i hamileliklerinde gestasyonel diyabet oluşma durumu ile karşı karşıyadır. Gestasyonel diyabet, Tip 1 diyabet denilen vücudun hiç insülin üretemediği ve mutlaka dışardan insülin alınmasıyla kontrol altına alından diyabetten farklı, Tip 2 diyabete daha benzer bir durumdur. Tip 2 diyabeti olan hastalar kan glukoz değerlerini diyet ve egzersiz ile kontrol edebilir gerekli olduğu durumlarda ilaç ve insülin alımına ihtiyaç duyabilirler.

Gestasyonel diyabet genelde hamileliğin ortasında 20- 24. haftalarda vücuttaki hormonal değişiklikler nedeniyle ortaya çıkar. Hamilelik süresince plasentada üretilen ve hamilelik için önemli olan çok sayıda hormonun bazıları insülini bloke eder. Hatta plasentanın daha çok büyümesi, daha çok hormonun üretilmesine ve daha büyük bir insülin direnci meydana gelmesine neden olur. Bir çok kadında pankreas insülin direncini ortadan kaldırmak için uygun miktarda insülin salgılar. Ancak pankreas yapabileceği kadar insülin yaptığı halde yine de plasentaya yeterli gelmezse bu durum gestasyonel durum ile sonuçlanır.

Her kadın hamileliğinde gestasyonel diyabet ile karşı karşıya kalabilir. Gestasyonel diyabet olma olasılığını arttıran faktörlerden bazıları

  • Obezite,
  • Aile hikayesinde diyabetli birey olma durumu,
  • Daha önce fazla kilolu bebek dünyaya getirmiş olmak (4 kg dan fazla ağırlıkta),
  • Doğumsal anomalisi olan bebek sahibi olmak,
  • Daha önceki hamileliğinde düşük gerçekleşmiş olması,
  • Amniyotik sıvının çok fazla olması olarak sıralanabilir.

Ayrıca 35 yaşından sonra doğum yapacak olan anne adayları daha genç yaştaki anne adaylarına göre gestasyonel diyabet olma konusunda daha büyük risk altındadır.

Gestasyonel Diyabet kalıcı bir durum mudur?

Gestasyonel diyabet genelde bebeğin doğumundan sonra ortadan kalkar. Çünkü plasentanın vücuttan uzaklaşmasıyla insülin direncine yol açan hormonların yapımı da durur. Bu nedenle eğer hamileliğiniz süresinde size gestasyonel diyabet tanısı konulduysa bebeğinizin doğumu ile kan şekeri düzeylerinizde daha fazla bir problemle karşılaşmazsınız. Buna rağmen yine de eğer hamileliğiniz süresince gestasyonel diyabetli iseniz ileri ki dönemde diyabetli bir birey olma olasılığınız artar. Bazı çalışmalar hamileliklerinde gestasyonel diyabet geçmişi olanların ileri dönemde % 40 tip 2 diyabetli olabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle eğer gestasyonel diyabetiniz varsa her yıl kan glukoz değerlerinizi kontrol etmeniz uygun olacaktır.

Bir çok anne adayı sadece beslenmelerine dikkat ederek kan glukoz düzeylerini kontrol altına alırken bazılarına insülin verilmesi gerekebilir. Gestasyonel diyabet ağızdan ilaç alımı ile kontrol altına alınmaz çünkü bu ilaçların anne karnındaki bebeğe nasıl bir etki yaratacağı bilinmemektedir.

Gestasyonel diyabet tanısı konulduğunda aşağıdaki basamakları takip etmeniz sorunsuz ve rahat bir hamilelik yaşamanızda yardımcı olacaktır:

  • Size uygun düzenlenmiş beslenme programını takip etmek
  • Kan şekeri düzeyinizi sürekli olarak kontrol etmek
  • İnsülin ile kan şekerinizi kontrol altında tutmanız gerekiyorsa yüksek kan şekeri ölçümlerinden sonra ne miktarda isülin uygulamanız gerektiğini öğrenmek
  • Hipoglisemi ataklarında kontrolü ve tedaviyi bilmek
  • Mutlaka size uygun olacak fiziksel aktiviteyi yaşam tarzınıza yerleştirmek (bunu yaparken öncelikle doktorunuzla görüşmeli ve egzersiz sürelerini birlikte değerlendirmelisiniz)

Size uygun hazırlanmış beslenme programını takip etmek- Hiç zor değil…

Anne olmaya karar verdiğiniz veya anne adayı olduğunuzu öğrendiğiniz günden beri beslenmenize ne kadar dikkat ettiğinizi ve beslenmenizde bi çok değişiklik yaptığınızı düşünerek eğer size gestasyonel diyabet tanısı koyulduysa bunun için de beslenmenize dikkat etmekte zorlanmayacağınızdan kuşkunuz olmasın. Belki ufak kaçamaklar yapıyordunuz ama artık kan glukoz seviyenizi kontrol altında tutmak, kendiniz ve bebeğiniz için hamileliğiniz süresince yeterli ve dengeli beslenme programı uygulamak istiyorsanız biraz daha dikkat etmeniz gerekiyor. Kan glukoz düzeyini kontrol altında tuttuğu kanıtlanmış olan aşağıdaki yeme alışkanlıklarını sizde diyetisyeninizle görüştükten sonra beslenme programınıza yerleştirirseniz bu dönemi sorunsuz bir şekilde atlatmanız da hiçbir engel kalmayacaktır.

  • Mutlaka şeker ve şekerli besinlerden uzak durmalısınız.
  • Sebze, meyve, tahıllar, kurubaklagiller gibi kompleks karbonhidratları basit karbonhidrat içeren besinlere tercih etmelisiniz.
  • Bir gün içerisinde tükettiğiniz posanın yeterliliğinden emin olmalısınız.
  • Size uygun olacak yağ alımından daha fazla yağ almamaya özen göstermeli, yemeklerinizi yaparken ilave ettiğiniz yağ miktarını 1 kg sebzeye 2 çorba kaşığı olacak şekilde ayarlamalısınız. Salatalarda ise ilave edeceğiniz yağ miktarını 1 tatlı kaşığı ile sınırlı tutmalısınız.
  • Yatmadan önce protein ve kompleks karbonhidrat içeren ufak bir ara öğün yapmalısınız. Bu bir bardak süt ve bir porsiyon meyve veya 1 dilim az yağlı peynir ile tahıllı ekmek olabilir.
  • Et, tavuk tüketirken yağsız olanlarını tercih etmelisiniz.

Ne kadar kilo almalıyım?

Kilo alımınızın hamilelik süresince çok önemlidir. Bu nedenle sizin için sağlıklı olan kilo alımını hamileliğinizde sağlamalısınız. Çünkü çok kilo aldığınız takdirde vücuttaki fazla yağ kan şekeri düzeyinizi normal sınırlarda tutmak için daha çok insülin salgılanmasına neden olacaktır. Bu nedenle sürekli doktor ve diyetisyeninizle kilo alımınızı değerlendirmelisiniz.

Tags:
Categories: